Türkiye Enerji Politikasında Batı’ya Dönüş Yapıyor

Türkiye, enerji geleceğini yeniden şekillendirerek Rusya’ya olan bağımlılığını azaltma çabası içinde. Bu değişim, ABD ve AB baskılarıyla hız kazandı. enerji politikası
Türkiye, enerji geleceğini yeniden şekillendiriyor. Ankara, Washington ve Brüksel’e yakınlaşarak Rus petrolü, doğalgazı ve nükleer enerjiye olan bağımlılığını azaltma yönünde kararlı bir sinyal verdi. Bu kritik değişim, özellikle ABD’nin Rus petrol devlerine uyguladığı yeni yaptırımlar ve Avrupa’nın artan baskısıyla ivme kazandı.
Dönüşüm, ABD Başkanı Donald Trump’ın 23 Ekim’de Rusya’nın petrol devleri Rosneft ve Lukoil’e kapsamlı yaptırımlar uygulamasıyla hızlandı. Bu hamle, Moskova’ya karşı Ukrayna işgalinden bu yana uygulanan en sert ABD eylemi oldu. Bu yaptırımlar, Avrupa Birliği’nin (AB) Rus petrol, gaz ve LNG ihracatını hedef alan 19. paketini kabul etmesinden sadece günler sonra geldi.
Türk rafinerileri tedarik yollarını çeşitlendirmeye başladı. Türkiye’deki SOCAR STAR Rafinerisi ve Tüpraş, Rus ham petrol alımlarını keskin bir şekilde azaltarak yerlerine Irak, Kazakistan ve diğer Rusya dışı üreticilerden sevkiyat yapmaya başladı. STAR Rafinerisi, sadece Aralık ayında, günde 77.000 ila 129.000 varil alternatif ham petrol kargosu alarak son üç yılın en güçlü Rus petrolünden uzaklaşma hamlesini gerçekleştirdi.
Türkiye’nin Rusya’dan ithalatı Ocak-Eylül 2025 döneminde yaklaşık 31,8 milyar dolar olarak gerçekleşirken, bu dönemde Rusya’ya yapılan ihracat yaklaşık 4,8 milyar dolarda kaldı. Aylık ithalat değeri Ocak ayındaki yaklaşık 4,4 milyar dolardan, Eylül’de 3,25 milyar dolara düşerek, Rusya’nın Türkiye ticaretindeki payında istikrarlı bir daralma sinyali verdi.
Bu ticaret kaymalarının arkasında Washington’dan gelen kararlı diplomatik baskı yatıyor. 25 Eylül’deki Beyaz Saray toplantısında ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Rusya’dan yapılan petrol ve doğalgaz ithalatını azaltmaya çağırdı.
Enerji Bakanlığı, petrol ve gaz kaynaklarını çeşitlendiren, yerel aramaları artıran ve nükleer ile yenilenebilir enerjiye Batı yatırımını çeken “Dengeli Bağımsızlık Stratejisi”ni duyurdu. Bu plan, yıllarca süren derin Rus yakıtı bağımlılığının ardından ulusal güvenliği pekiştirmeyi ve stratejik dengeyi yeniden kurmayı hedefliyor.
Türkiye, ABD ile sivil nükleer işbirliği konusunda bir mutabakat zaptı imzaladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Sinop Nükleer Güç Santrali projesi için artık hem ABD hem de Güney Kore’nin görüşmelere katıldığını doğruladı.
Piyasa istihbarat firması Kpler’den alınan verilere göre, Türkiye’nin Şubat-Ekim 2025 döneminde ithal ettiği günlük ortalama 669.000 varil ham petrolün yüzde 47’si Rusya’dan geldi. Bu oran, bir yıl önceki yüzde 57’lik paya kıyasla belirgin bir düşüşü ifade ediyor.
Ancak yeni strateji riskleri de beraberinde getiriyor. Rusya, TürkAkım boru hattı üzerinden Türkiye’nin en büyük gaz tedarikçisi olmaya devam ediyor ve Rosatom, Akkuyu’nun inşasını ve finansmanını kontrol etmeyi sürdürüyor.
Erdoğan’ın Batı’ya yönelişi, iç siyasi motivasyonlardan da bağımsız değil. Türkiye’deki muhalefet, Cumhurbaşkanı’nın içerideki rakiplerini baskı veya hapis yoluyla saf dışı bırakarak gücü pekiştirdiğini savunuyor.
İlgili Haberler: Ankara ve Moskova Doğalgaz Sözleşmeleri Üzerinde Pazarlık · Ülker Bisküvi, EBRD ile 75 Milyon Euro Kredi Anlaşması