COP30’da Hidrojen Enerjisi: Politika ve Finansman Gündemde

COP30 konferansında hidrojen enerjisi, sürdürülebilir yakıtların geliştirilmesi için politika ve finansman mekanizmalarının gerekliliği üzerinde duruldu.
COP30 konferansında, düşük karbonlu hidrojen endüstrisinin geliştirilmesi, hidrojenin ulaşım ve tarım gibi çeşitli sektörlerde kullanımı ve projeler için gerekli finansman mekanizmaları tartışıldı. COP30 Başkanı Andre Correa do Lago, ülkeleri hidrojen ve diğer sürdürülebilir yakıtların üretimi ile tedarik zincirine yatırım yapmaya çağırdı.
“Belem 4X İnisiyatifi” kapsamında hidrojenin önemi vurgulanırken, girişimin iklimle mücadelede fosil yakıtlar yerine alternatif enerji kullanımını artırmayı hedeflediği belirtildi.
Hidrojen, sunduğu çok yönlü kullanım alanlarıyla COP30’da “kilit çözüm” olarak ele alındı. Ulaşımda kullanılan hidrojen yakıt hücreleri, özellikle ağır taşıtlar, otobüsler ve trenlerde uzun menzil ve hızlı dolum avantajı sağlıyor. Tarım sektöründe ise traktör ve hasat makineleri için temiz yakıt olarak kullanılabilen hidrojen, gübre üretiminde amonyak sentezine düşük karbonlu girdi sağlıyor.
Sanayide yüksek sıcaklık gerektiren üretim süreçlerinde fosil yakıtların yerine hidrojenin kullanılabilmesi, emisyon azaltımında önemli katkı sunuyor.
COP30’da hidrojen sektörünün gelişimi için üç temel başlık öne çıktı: Politika çerçevesi ve teşvikler, altyapı yatırımları ve uluslararası iş birliği. Yeşil hidrojen üretimine yönelik teşvikler, karbon fiyatlaması ve vergi kredileri sektör için ivme kazandıracak araçlar olarak değerlendirildi. Ayrıca, üretim tesisleri, boru hatları, depolama ve dağıtım ağlarının kurulmasıyla sağlıklı bir hidrojen ekosisteminin oluşturulabileceği kaydedildi. Teknoloji transferi, standartların uyumu ve maliyetlerin düşürülmesi için küresel iş birliğinin kritik olduğu vurgulandı.
Dünya genelinde hidrojen projeleri hız kazanıyor. Avrupa Birliği, hidrojen değer zinciri projelerine 5,2 milyar avro kamu fonu ayırdı; özel sektörün 7 milyar avro yatırım yapması bekleniyor. Almanya, Fransa ve İtalya, elektrolizörlerden boru hatlarına uzanan kapsamlı altyapı yatırımlarını sürdürüyor. Almanya, 18,9 milyar avroluk hidrojen çekirdek boru hattı ağı ve KfW’nin 24 milyar avroluk amortisman mekanizmasıyla öne çıkıyor. Avustralya, Ulusal Hidrojen Stratejisi kapsamında teknoloji geliştirme ve ihracat hedeflerine odaklanıyor. Japonya, yakıt hücreli araçlar ve sıvı hidrojen tedarik zinciri için uzun vadeli yatırımlar gerçekleştiriyor. Hindistan, Yeşil Hidrojen Misyonu için 2,3 milyar avroluk kamu desteği sağlayarak 2030’a kadar yüksek üretim ve ihracat kapasitesi oluşturmayı planlıyor.
Türkiye de hidrojen enerjisine yönelik çalışmalarını hızlandırıyor. Ulusal Hidrojen Stratejisi ve Yol Haritası kapsamında elektrolizör kurulu gücünün 2030’da 2 GW, 2035’te 5 GW ve 2053’te 70 GW seviyelerine çıkarılması hedefleniyor. Ayrıca, doğal gaz şebekesine hidrojen enjeksiyonu, yüzde 99,9 saflıkta hidrojen üretebilen yerli PEM elektrolizör geliştirilmesi ve Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu bünyesinde düşük ısıl değerli kömürlerden gazlaştırma yoluyla hidrojen üretimi için kurulan pilot tesis önemli adımlar arasında yer alıyor.
İlgili Haberler: İklim Endeksi: Türkiye’nin Performansı Düşük Kalıyor · Küresel Yenilenebilir Enerji Yatırımları 2024’te 807 Milyar…