Karanlıkta süren mesai… İşte madende bir gün!


Her zafer işaretinde onlar vardı, Zonguldak’tan iktidara doğru çıkılan yolculuklarda, cama vuran gölgeler gibi kaldılar belki, ama hep yaşadılar ve yaşıyorlar. Madenci anıtının bir parçası olarak anıtı büyüterek… Onlar Kara Elmas diyarında yerin 500 metre altında çalışan esmer tenli maden işçileri…
Nefes’ten Selahattin Sönmez’in haberine göre, işte Zonguldak taş kömürü madenlerinde bir gün…
ONUN SURATI SİMSİYAHMaria Madencilik kapısından içeriye doğru girerken Zonguldak’ta saatler 09.30’u gösteriyordu. Sabah mahmurluğunu üzerinden atmaya çalışan maden işçileri ocağa inmeye hazırlanıyordu. Selam verdikten sonra meraklı bakışlar sırtımdaki çantaya yöneliyor, “Hayırdır abi” sorularına maruz kaldıktan sonra kendimi tanıtıyorum ve sıcak bir sohbet başlıyor. “Abi bizim galeriye gel orada daha güzel fotoğraf çekersin” diyenlere “Yok abi onun suratı simsiyah sen bizim galeriye gel” karşılığını verenler, ocağının önünde kahkahalar. Madenin merdivenlerinden ocağa inmeye çalışırken, içimdeki korku yavaş yavaş beni esir almaya başlıyor. Sonra sabahki sohbet aklıma geliyor ve korkunun yerini madene inmenin heyecanı alıyor. Bir an Madenci Anıtı üzerindeki isimler gözlerimin önüne geliyor… Damağımın kuruduğunu hissediyorum, oysa yanıma su bile almamışım… Aşağıya indiğimde karşıdan bize doğru gelen beyaz bir ışığı görüyorum. Işık yaklaştıkça, kulağımda bir türkü çınlamaya başlıyor: “Allı turnam bizim ele varırsan şeker söyle kaymak söyle bal söyle…”
O an sadece yutkunabiliyorum. O ışık giderek yaklaşıyor ve gülümseyen bir çift göz elini uzatıp “Hoş geldiniz” diyor. Artık fotoğraf çekmek istiyorum. Ama o kadar kolay değil. Işık yok, hareket edebileceğin alan çok kısıtlı. Havanın etkisi ile makine ve objektifler buğulanmaya başladı bile. “Artık ne çekersem” diye kendi kendimi teselli etmeye çalıştım.
5 saat ocakta geçirdikten sonra tekrar geriye dönüş başladı. Sabah madene inen işçiler saat 16.00 gibi çıkmaya başlıyor. Bir gün daha ailelerine, sevdiklerine kavuşmanın rahatlığı ve sevinci ile ocaktan ayrılıp evlerine dağıldılar.