Kırılma noktaları aşılıyor, yenilenebilir enerji son umut

Dünya genelinde önde gelen bilim insanları, iklim krizinde “geri dönüşü olmayan” kırılma noktalarının giderek daha hızlı aşıldığı uyarısında bulundu. COP30 öncesinde yayımlanan kapsamlı rapor, mercan resiflerinden Amazon yağmur ormanlarına kadar birçok ekosistemin kritik eşikleri geçtiğini belirtiyor. Buna karşın, raporda yenilenebilir enerji dönüşümündeki son gelişmelerin hâlâ en güçlü umut kaynağı olduğu vurgulanıyor.
Okyanuslarda artan sıcaklıklar nedeniyle, dünya genelinde mercan resiflerinin büyük bir kısmı kalıcı hasar veya toplu yok oluşla karşı karşıya bulunuyor. Amazon yağmur ormanlarında ise ormansızlaşma ve ısınmanın birleşik etkisi, ekosistemi savanlaşma sürecine sürüklüyor. Bilim insanları, 1,5 °C sıcaklık eşiğinin aşılmasıyla bu süreçlerin durdurulamaz hale geleceğini belirtiyor.
Mevcut iklim politikaları değişmediği takdirde, yüzyıl sonunda küresel sıcaklık artışının 3 °C’ye ulaşabileceği öngörülüyor. Son iki yıl, dünya tarihinin en sıcak yılları olarak kaydedildi. Atmosferdeki sera gazı yoğunluğu artmaya devam ederken, aşırı hava olayları kalıcı bir iklim krizine dönüşüyor.
Yenilenebilir enerji ilk kez kömürü geride bıraktı
Tüm bu karanlık tabloya rağmen, enerji dönüşümünde umut verici gelişmeler yaşanıyor. Yenilenebilir enerji, küresel elektrik üretiminde ilk kez kömürün payını geride bıraktı. Rüzgâr ve güneş enerjisinde rekor yatırımlar yapılırken, birçok ülke fosil yakıt kullanımını azaltmak için yeni politikalar hazırlıyor.
Bilim insanlarına göre, enerji sistemlerinin tamamen yenilenebilir kaynaklara dayalı hale gelmesi, iklimdeki kırılma noktalarını yavaşlatmak için en etkili yol. COP30’un ev sahibi Brezilya’nın da Amazon bölgesinde gerçekleşecek zirvede ülkeleri emisyon azaltımı ve enerji dönüşümü konusunda daha iddialı hedeflere çağırması bekleniyor.
“Karar anı kapıda”
Uzmanlar, önümüzdeki on yılın iklim tarihinde belirleyici olacağını vurguluyor. Fosil yakıtlara bağımlılık sürerse, iklim sistemindeki bozulmalar kalıcı hale gelecek. Ancak yenilenebilir enerjiye hızlı geçiş, yalnızca küresel ısınmayı sınırlamakla kalmayacak; aynı zamanda istihdam, enerji güvenliği ve ekonomik istikrar açısından da yeni fırsatlar yaratacak.